tembelliğe son..! erteleme hayatını..!

Sevgilerimle,
Aslı B.
"İzmir'i özledim" dedi,
Begüm.. "Annemi, babamı çok özledim.. Nasıl gitmek istiyorum bilemezsin.."
Begüm bizim gelin sayılır..
Kardeşim Özcan'ın eşi. Ben istedim, annesinden babasından.. Siz de tanırsınız.
Kitap yazıları yazar bu köşede.. Begüm E. K.. Begüm Erdemli Karamahmutoğlu..
"Uçak paran var mı"
dedim..
Güldü.. "Olmaz olur mu
Hıncal Ağbi.."
"O zaman atla git. Bu gece
kal, yarın dönersin.."
"Mümkün değil" diye
fırladılar ayağa.. Kocası Özcan da beraber.. O gece Arena'da çok önemli bir
konser varmış.. Bizimkiler oranın ağırlama işlerine bakıyorlar. Begüm de baş
sorumlu..
"Ben bu gece Arena'da
olmazsam olmaz.."
"Yani" dedim,
"Şimdi beni uğurlamak için arabaya doğru yürürken ayağın kaysa, kafanı
yere vursan ve doktorlar 24 saat hastanede gözetim altında kalmana karar
verseler, konser iptal mi olacak?."
Sustu Begüm.. Özcan da..
Yani başına ters bir iş gelirse,
o konser, o şey sensiz bal gibi oluyor.. Ama bir güzelliği, bir özlemi yaşamak
istiyorsan "Olmaaazzzz!.. Konser sensiz olmaz.."
İşte hayatımızın içine eden bu
aptal düşünce..
Güzellikleri ertelemek için hep
bir özürümüz var..
İşte o konser geçti.. Begüm hâlâ
İzmir'e gitmedi.. Kim bilir daha ne geçerli bahaneler bulmuştur, yeni
ertelemeler için..
Hep söyledim.. Söylüyorum.. İşin
sırrı öncelikler.. Öncelikleri kendinize, öncelikleri güzelliklere veriyorsanız
mutlu olursun.. Ve de öncelikleri siz olan insanlar değerli, önemli ve anlamlı
ise hayatınızda..
Bir kız arkadaşım var.. Çok
severim.. Kafa dengi de.. Sohbeti hoş.. Benim hoşlandığım şeylerden hoşlanır..
Bu yüzden davet listemin başındadır.. Başındaydı..
Davet ederim.. "Babama gidiyorum.."
Makul..
Davet ederim..
"Çalışıyorum.." Makul..
Davet ederim.. "Tenisim
var.." Davet ederim.. "At bineceğim.." Davet ederim..
"Arkadaşlarla havuza gideceğiz. Erken çıkarsam.." Çıkmaz ama..
Yani bana "Hayır" demek
için ileri sürdüğü tüm mazeretlere bakın. Evden çıkarken ayağı burkulsa,
hepsini iptal edebilir, Begüm gibi.. Hepsinden kötü bir şey olursa vazgeçer.
Mecburen. Ama benim için hiç birinden vazgeçmez, gönüllü..
Bu ne demektir?..
"Hayatında hiç ama hiç
önceliğim yok" demektir...
"Şu önemli işim, bu
vazgeçilmez sözüm vardı ama boş ver. Madem sen çağırdın, tamamdır,
geliyorum" dediğini hatırlamıyorum.
Bana "Evet" demesi için
yapacak başka hiç, ama hiçbir şeyinin olmaması gerek ki, sıram gelsin..
Bu ne demek?.
"Eee.. Bu Hıncal.. Bir
kenarda dursun. Bir gün lazım olur" demek..
Bu mudur?.
Geçen gün mesaj attı..
"Duvara Karşı'yı gördüm. Çok beğendim. Sen de gör, seveceksin.."
Gitmiş.. Bana "Gidelim"
demeden.. Listesinde benden önce gelenlerle gitmiş tabii..
Nihayet dank etti kafama da, ben
de onu listemin sonuna attım. En başta yapmam gerekeni yaptım sonunda.. Yani..
Mutlu olmak istiyorsanız,
kendinizi ve sevdiklerinizi iyi tanıyın. Tanımanın yolu, ölçüsü öncelikler..
Hayatınızdaki önceliği ne?. Onun için her şeyi kenara atıp koşuyorsanız,
tamamdır.. O da sizin için öyle yapıyorsa, iyice tamamdır. Size öncelik
vermeyen birinin peşinden de sakın gitmeyin. Onun sırasında kaçıncıysanız,
sizin sıranızda onun yeri de o kadar olsun.. O zaman üzülmez, mutsuz
olmazsınız.. Bu bir..
İki.. Kendinize öncelik tanıyın..
İçinizden geleni yapın.. İçinizden geldiği zaman yapın.. Ertelemeyin..
Konser batsın.. İzmir'e gidin..
Yaptığınız bütün planlar, verdiğiniz tüm sözler batsın.. Sizi çağıran
sevdiğinize koşun, en önceyse sizin için....
"Senin için" diyerek
koşun ki, o da bilsin, önceliğini..
Hıncal ULUÇ' 2010
Yorumlar
Yorum Gönder