Top 10 listeniz var mı?

Bilgisayarımın başına oturmayalı 3 gün olmuş ki bundan dolayı kendimi az biraz suçlu hissediyorum.. Genellikle günümü çok iyi planlayan biriyimdir. Bununla birlikte son günlerdeki koşturmacamın arasına sıkıştırmak istemediğim yazımı tam da şu anda, kulağımda Pink Martini'den Una Notte a Napoli ile yazıyorum... Yıllar yıllar önce Kuruçeşme Arena'da ılık bir haziran akşamı enfes bir atmosferde ve sonrasında da maalesef aynı tadı alamadan Congresium'da izleme şansı yakaladığım efsanevi grubu tanımayan bilmeyen yoktur sanırım. Varsa da hazır bilgisayarınızın başındayken Youtube ziyareti yapmanızı ve özellikle de ''La Soledad'' dan başlamanızı tavsiye ederim. Müziğin her türlüsünü dinlerim diyemem. Açık yüreklilikle belirtmem gerekirse seçiciyimdir. Öyle kulağa hoş gelen her parçayı dinlerim diyeni de anlamam. Hikayesi olmalı, anlamı olmalı, tınısı beni bir yerlere götürmeli... 15 - 30 yaş arası dinlediğim her parçayı hayatımdaki kişiyle anlamlndırırdım. Bunu yapmayan var mıdır? HAYIR :) En azından hayatının bir bölümünde bir tane bile olsa sevgilisi uğruna kasetlerini bozanlar olmuştur. Yeni nesil! Anlamazsınız bilmezsiniz siz kaset nedir. Ben de bilmem 45'lik nedir? O yıllardan bu yıllara dinlediğim müziğin türü hiç değişmedi. Anlamlandırmalarım değişti sadece.
Kimsenin omuzlarına yüklemiyorum artık 1941 yılında yazılmış Besame Mucho'yu ( beni çok öp..). Anlamı o kadar büyüktür ki ilk aşklar için bu parçanın; yazarı Consuelo Velazquez bestelediği döneme kadar hiç kimseyle öpüşmemiş.. Yıllar sonrasında ise Iyeoka aynı duygusallık ve bulunmaz sesiyle ''Ben sadece senin için düşüyorum..'' (Simply Falling) demiş.. 75 yıldır değişmemiş aşk, aşka dair şarkılar, filmler, müzikler. 16 yaşındayken çıkmış olsaydı bu parça, eminim birine giderdi benden. Dedim ya değişti bakış açım. Şarkıyı dinlerken aklıma gelen giden olmuyor. Onun yerine her filmi beni benden alan, mutlaka Sezen Aksu eli değmiş bir sahnede karakterlerin ifade edilemez bakışları ile Ferzan Özpetek filmi geliyor aklıma.. Eski sevgilinin hatırlayamadığım sureti yerine Rachel McAdams ile Ryan Gosling'in yıllar sonraki karşılaşma sahnesi geliyor The Notebook'tan.. Yediğim kazığı hatırlayacağıma Clive Owen'ın yemyeşil gözleri geliyor Closer'dan.. Bana göre bir filmin en önemli detayı müziğidir. İçinizi eriten, canınızı yakan, mutluluktan gülümseten, gülmekten gözünüzden yaşlar getiren, ağlamaktan mendil bitirten her filmde payı büyüktür müziklerin. Tadını çıkartarak dinleyin tüm şarkılarınızı.. Kimseye göndermeyin ki yıllar geçse de sadece size özel kalsınlar...Bugün böyle oldu.. İçimden geldi size ziyafet vermek istedim. Paylaştığım linkler tamamen kişisel zevkimdir. Gerisi size kalmış..

Sevgilerimle,




Aslı B.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat hep boşlukları dolduruyor. Yeter ki siz izin verin!

size liste yaptım:)

Bir elim hep yalnız...