Kayıtlar

güzellik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

seçim sizin..!

Resim
      Koskoca bir yılı daha devirdik. Acısıyla, tatlısıyla, keyfiyle, hüznüyle..Kimimiz kayıplar yaşadı maddi manevi, kimimiz hiç olmadığı kadar kazanç elde etti. Doldurdu cebini kimimiz yeşillerle, kimimiz kalbinde yer bırakmadı sevdikleri sayesinde. Ayrılıklar oldu, karşılaşmalar yaşandı. Yeni doğanlar ile gülümsedi yüzümüz, kayıplar için aktı iki damla yaşımız... Zor bir yıl oldu 2015.. Zor, dirençli, sıradan olmayan, sınavlarla dolu bir yıl oldu. Çoğumuz aldık şapkamızı önümüze sohbete koyulduk vicdanımızla. Geçip gidenlerin arkasından ağladık, yürüdük, kendimizce koyduk tepkilerimizi. Her olayda hatırladık hayatın ne kadar kısa ve boş olduğunu; ancak aynı hızda da unuttuk yaşananları. ''Hayat devam ediyor'' dedik. Hayat devam etmiyor, hayat geçip gidiyor... Elimizden, avucumuzun içinden göz göre göre geçip gidiyor. Tutamıyoruz zamanı, durduramıyoruz. Laf anlatamıyoruz 1 saniyemize bile. Hayıflanıyoruz sadece, şikayet ediyoruz sürekli. İşimizden, eşimizden, evimizd...

Siz Siz Olun.. Sadece ''SİZ'' Olun..

Resim
En son yazımın tarihi olan 21 Ağustos'tan bu yana kaç defa oturdum bilgisayarımın başına inanın hatırlamıyorum :( Sonrasında ekrana boş boş bakan gözlerle karşılaştım  ve kapattım her seferinde bilgisayarımı. Uçmuş gitmişti ilham perilerim ve ben yazacak onca şeyim olmasına rağmen kelimeleri yan yana getiremiyordum. Bugün kırdım tembelliğimi ve tamamen yabancı gözlerle okudum Aslı Bal'ın yazılarını baştan sona. Tam 60 yazı! Dile kolay, yüzlerce kelime, binlerce harf ile bezenmiş Aslı Bal.. Duygulandım bazılarını okurken, güldüm kimisinde ve hatta kızdım birkaçında kendime. Ne kadar da özgürce paylaşmışım Ben'deki her şeyi.. Nasıl da umarsızca dile

Hadi Deneyin..!

Resim
 Perdeyi sonuna kadar araladım, 11.katta ve olabildiğince eşsiz Ankara manzarasına sahip dairemin salon penceresini açtım. Gün batımından çok çok önce bir saatti, gökyüzünün tüm ihtişamıyla karardığı, tok sesiyle gürlediği ve rüzgarın temizleyip pakladığı, çamların ve toprağın havaya karışmış, daireme kadar ulaşmayı başarabilmiş tarifi imkansız kokusunu içime çektim. Yağmur yağmaya çalışıyor ve daha çok havada uçuşan dolu tanelerini anımsatan damlalarını yüzüme çarpıyordu. Tekrar dolu dolu içime çektim kokuyu, havayı, hayatımı... Uzun zamandır hissetmediğim kadar keyifli ve huzur dolu  o birkaç dakika boyunca hiçbir şey düşünmeden durdum penceremin önünde. Yalan söyledim, düşündüm tabii ki! Ben hayatımda hiçbir dakikamı düşünmeden geçiremeyen biriyim :) Ne kadar şanslı olduğumu düşündüm önce. Bu yazdıklarımı deneyimleyebilmem için nefes alabiliyordum.. Ve çok şanslıydım! Şu mütevazi yaşantımda her istediğimi yapabilme özgürlüğüne sahiptim.. Ve çok şanslıydım! Bu kelimenin s...

Namus'luyum, Namus'lusun, Namuslu.. !

Resim
Herkes namus abidesi kesilmiş bu ülkede! Zamanında bir deri ceket için vücudunu pazarlayan Türkiye güzellerinden tutun da İstanbul'un en gözde plazalarında ''tek kişilik defile'' adı altında uyuşturucu partilerine katılan ünlü mankenlere kadar herkes bir namuslu bir namuslu sormayın. Eski Türk filmleri geliyor bu ''mutaassıp'' kızcağızlarımızı düşündüğümde :) Ahu Tuğba'nın kulakları çınlasın. Filmde istemeden kötü yola düşmüş (çıkmaya çalışır ama olmaz), erkeklerin ağından kurtulamayan kadın rollerinde bir efsaneydi hatırlarsanız. İstemeye istemeye icra ettiği mesleğinin ardından girerdi banyoya bir güzel kırklanırdı. Arınırdı vücudunu kirletenlerden. Günümüzde ise

Fütursuz Gülümsemelere...

Resim
Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla birlikte güzel bir yemek yedik geçen hafta. Birbirimizi 20 sene öncesinden tanırız. Bu süre zarfında görüşme şansımız pek olmadı ama onca yıl ayrı gayrı geçmemişcesine samimiydik o akşam. Ortalamanın üzerinde bir güzelliği, dışarıdan bakıldığında fazla kaliteli bir duruşu, yanına yaklaşmaktan korkabileceğiniz bir tarzı vardı hep. Hala da öyle.. Seviyorum onun bu hallerini. Hiç taviz vermez dik bir tarafı da var. İtiraf ediyorum ki bana benzerliklerinden dolayı belki de bu kadar yakın hissediyorum kendimi ona.

Bir elim hep yalnız...

Resim
Bugün, sabah saatlerinden itibaren duyarsız olmaya çalıştığım günlerden biriydi.. Anlamı büyük mü büyük, bende bıraktığı iz ise kocaman bir yüktü bugünün. Baba demek ne demek ben bilmiyorum. Öylesine yazılmış bir cümle değil bu inanın; gerçekten bilmiyorum... ''İyilik ve huzur sembolü'', ''Aşmış insan'', ''İdolüm olabilecek tek kişi'', ''Dünya üstündeki en sevdiğim adam'' diye sıralamış Ekşi Sözlük  . Sadece ilk dört cümleyi okudum ve kapattım sayfayı!

Büyük lokmalar zamanı değil.!

Resim
Utanıyorum resmen! En son yazdığım yazımın üzerinden tam 2 ay geçmiş ve ben ne bilgisayarımın başına geçebilmişim ne de iki kelam döktürebilmişim :( Bu durumun, bugüne kadar yazdıklarım ve hayata bakışımla çelişmesinin beni son derece rahatsız ettiğini belirtmeme gerek yok sanırım. Ama mazeretim çok büyük. Bu sayfanın doğum hikayesi ve gelişimi sürecinde edinmiş olduğum tecrübe ve tamamlamış olduğum eğitimlerden sonra içimdeki ''otomotiv'' sektörü virüsüne pan zehir yerine son 2 aydır yoğun bir tempoda buldum kendimi :( Hayat bu! Asla kocaman kocaman laflar etmeye gelmiyor. Sizi öyle bir ters köşeye yatırıyor ki

günün hayal saati !

Resim
Yeni yıla girdiğimiz günün üzerinden nasıl geçti 4 ay ben anlayamadım doğrusu. Nisan geldi, bahar geldi, yok kar yağdı, hava yine ısındı ve tekrar soğudu derken Mayıs'a 10 kala güneş hala kaçamak bakıyor kapı arkasından. Mevsim normallerinin altında mı üstünde mi bu durum tartışılır çünkü normali neydi açıkçası bunu da unuttuk:) Mevcut durumdan mutlu olmak ve tadını çıkartmak konusunda ustayımdır ama buna rağmen ''ARTIK YAZ GELSİİİN !!'' diyorum. Tüm yıl çalışıp, kış mevsiminin sıkıcı ve kasvetli havasından bunalıp, yeterli birikiminizi de yaptıysanız tadından yenmeyecek bir tatili hak ettiniz demektir! Bu yaz planlarınız arasına

bırakın artık gerçek olmayan sorunlarınızı bir kenara..

Resim
Bugün bir melek gitti gökyüzüne.. Çok değil 3 ay önce tanıştığım bir çiftin bebekleri anne karnındaki gelişiminin geride olmasından dolayı müdahale edilerek erken doğumla dünyaya geldi. Adı Zeynep.. Yaklaşık 1 ay önce gözlerini açtığı bu dünyanın hiçbir sıkıntısını, çilesini, zorluğunu, acısını, tatlısını, keyfini, kederini, güzelliğini göremeden son nefesini verdi bu sabah.. Dayanamadı minicik bedeni bulunduğu sakin ve güven dolu anne karnından erken çıkmaya. Bu dünyada gördüğü göreceği

tembelliğe son..! erteleme hayatını..!

Resim
Tembelliğin dibine vurdum bu hafta..! Hava durumunun dengeye oturmamasından mıdır bilinmez sabahları kalkamaz, akşamları da erkenden yatar hale geldim. Korkuyorum ''yaş aldım artık'' demeye ama aklıma başka alternatif de gelmiyor :( Sonra soruyorum soruşturuyorum herkese onlar da benden beter! Peki ne yapmalıyım ki bu miskin ruh ve beden halimi tekrar asıl yaşıma yani 27'ye (bu cümleyi okurken sakın yorum yapmayın! böyle hissediyorum size neee!) getirmeliyim..? Haftasonu için birkaç alternatif düşlerken kendi kendime 3 gün daha neden beklemem gerektiğini sordum. Bugün başla Aslı..! Bugün yap bir şeyler ve at üstündeki tüm uyuzluğunu..! Sonra kalktım güzel bir kahve yaptım kendime, uzun zamandır ihmal ettiğim yazımı yazmak için bilgisayarımın başına oturdum. Yaklaşık 38 dakika düşündükten sonra silkelenme başlangıcından masaya oturana kadar geçen süreyi düşündüm. Kızdım kendime..!

ben kendimim...

Resim
Aklımın erdiği, sorumluk aldığım ve paramı kazanmaya başladığım günden bu yana kendim için yaptığım en iyi ve en doğru şeyin ''Yaşam Koçluğu'' olduğunu dün bir kez daha anladım.. Her gün yepyeni deneyimler yaşıyorum ve hayata geliş nedenim, insanlara bakış açım, yaşamımın bana kattıkları ve öğretilerim sanki coşkun bir nehir gibi benimle birlikte akıyor. Bu yolda devam ettiğim sürece, deneyimlediğim her şeyi sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Bugün özellikle okumanızı istediğim bir yazı var.

bugün yürüdüğünüz yolu değiştirin..

Resim
Alaçatı ve İstanbul bu ülkenin en güzel yerlerinden sadece ikisi.. ''Küçük İstanbul'' olma yolunda ilerlese de neyse ki henüz Bodrum kadar yozlaşmadı, kalabalıklaşmadı, binlerce abuk sabuk insanla dolup taşmadı Alaçatı.. Ayrı bir havası, tarzı, tadı ve keyfi olan insanların buluşma noktası Alaçatı.. Bu iki yerin ortak noktasından biri de anlamı ''ağaçlıklar arasındaki iki yeşil alan'' olan ALANCHA RESTAURANT...  Zevkine çok güvendiğim eski bir arkadaşım tavsiye etti. Henüz gitme, görme ve keyfini çıkarma şansım olmadı bu şahane mistik yerin. Acil olarak ''Ertelemeyeceklerim'' listeme bir yenisini daha ekledim! Bütün bir gün, koca bir yıl deliler gibi çalışmaktan, ağır sorumluluklarımızın altında yorulmaktan,

nerede kaldı organik hayat ?

Resim
Saat 10.37, trafikteyim, tüm ışıklar aniden gitti, yollar birbirine girdi! Saat 16.30 a kadar hayat durdu... Ne oldu ne bitti bilinmez ama tüm ülkede toplam 49 ilde yaklaşık 6 saat süren bu elektrik kesintisi elimizi ayağımızı resmen bağladı. Demek ki biri şalteri indirse ülke iptal! Durum bu kadar açık ve ne yazık ki B planımız olmadığını da gördük! Metroda kalan insanlar, çalışmayan bilgisayarlar, yüksek katlı binalardaki jeneratör sıkıntısı vs vs.. Hayat 6 saat için durdu ülkemin yarısında. Ve bu arada

size liste yaptım:)

Resim
Sabah yataktan sürünerek kalkma sorunu sanırım bir tek bana ait değil:(Baharın etkisi olduğunu düşündüğüm ''yorgunluğum'' un çözümlerini ararken faydalı bir sayfaya ulaştım. Bildik öneriler olan vitamin alımına dikkat edelim, spor yapalım ve uyku düzenimizi bozmayalım gibi cümleleri detaylandırmama bile gerek yok ancak bunlara ekleyebileceğiniz harika bir formül daha var: Pozitif düşünün! Sadece bununla bile kendinizi inanılmaz iyi, mutlu, sağlıklı ve güçlü hissedebilirsiniz. Pozitif düşünceyi ''Polyanna'' yı oynamak zannedenler için ufak bir liste yaptım.

seçim sizin!

Resim
Hayatımızın çok büyük bir bölümü kendi fikirlerimizin doğruluğunu savunmak ve bu fikirleri başkalarına kabul ettirmekle geçiyormuş. Boşa yaşanacak 1 dakikam bile olmadığından (eskiden kesinlikle bende yapıyordum..) zamanımı artık bunlarla geçirmiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse bu huyumdan vazgeçmemin sebebi harcamak istemediğim vakit değil, bir süredir aldığım eğitimler ve okuduğum kitapları hayatıma uygulamamdan kaynaklanıyor. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, çok yakın bir zamanda da tüm bunları sizlerle paylaşacak bir platform hazırlığındayız. Bu aralar hep filmlerden bahsediyorum ama yaşamın içinde kaçırdığımız gerçekleri de en net ve kocaman ekran olan sinemada görebiliyoruz belki de:) 2008 yapımı Vantage Point -Bakış Açısı- her gün yaşayacağımız türden bir konuyu ele almıyordu elbet ama konunun anlatımı çok etkilemişti beni. Bakış açısı kavramını gerçekten hayatımıza entegre ettiğimizde birçok şeyin nasıl da değiştiğini görebiliyorsunuz. Kabul etmek,

'BEN'' olmayı seçiyorum! itirazı olan..?

Resim
Hayatımdaki olagelen herşeyin zamanlaması son günlerde oldukça manidar.. Hani derler ya ''Bir film izledim hayatım değişti!,,; belki o kadar değil ama benim bugünümle ilgili söyleyebileceğim tek bir şey var : ''Bir film izledim sanki benim için yapılmış!,,...Yaşamının yarısından fazlasını çalışarak geçirmiş, ayakta kalabilme gücünü kaybetmemek için her zaman ''GÜÇLÜ KADIN''ı oynamak zorunda kalmış, kimseye minnet etmemiş, kimseden aşını-ekmeğini talep etmemiş, verdiği kararların her zaman arkasında durmuş, tek başına bir yaşam sürdürme çabasında olmuş bir kadına yapılacak en son şey nedir sizce..?

hala aşık olmadınız mı..?

Resim
Son cemre de 10 gün önce düştü toprağa! Bu demektir ki kış ayını geride bıraktık, bahar kendini hissettirmeye başladı, hava berrak, tertemiz, aşk kokulu... Arapça kökenli olan kelimenin tam anlamı ''ATEŞ PARÇASI''. Bundan daha güzel anlatamazdı hiçbir tamlama baharın gelişini. Önce havaya, sonra suya, sonra toprağa, en son da yüreğimize düşer cemre.. Ve mısralarda bile yerini almıştır Sezen ile buluşarak ''ben her bahar aşık olurum.. rüzgar olur yağmur olurum..filizlenir anılarda gururum, taşar içimden ruhum...,, O yüzden ''bahar geldiğinde mi ben böyle olurum? yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar? ayrıca bunun seninle ne ilgisi var..tabii ki ben böyle olduğum için bahar!,,.. demiş Candan.. Şöyle oturun rahatça koltuğunuza her neredeyseniz. Yaslanın arkanıza, kapatın gözlerinizi. Ve tam da o anda olmak istediğiniz yeri hayal edin.. Ve olmak istediğiniz kişiyi.. Bu bahar aşık olun size gelmek üzere olan sevgilinize, yine aşık olun 15 yıllık eşinize ve ...

yaşlanmak kaçınılmaz...büyümek isteğe bağlı..!

Resim
Yeni bir yaşım oldu bugün! Adı : 39. Tanışmadan çok uzun zaman önce biliyordum geleceğini. O gelmeden önce de oldukça tecrübeliydim yeni yaşlarıma. Hep mutlulukla karşıladım onları. Hiç sormadım ' 'Neden artarak geliyorsunuz? '' diye.. Hiç kırılmadım yüzüme kattığı olgun ifade için yenisine.. Bir tek adı 30 olan üzmüştü biraz, kabul edememiştim dudağımdaki telaffuz şeklini bile. Bu kadar büyümek sanki bana yakışmamıştı. Sevmemiştim 20'lerden çıkma fikrini. Sonra bir baktım ki ben bu oyunda mızıkçılık yaparken diğer tarafta yeni oyunu kurmuştu bile üst üste gelen 9 tane sayı. Ama bu sefer sevdim ben O'nu! Çünkü yanında bana onlarca hediye getirmişti. Şımarıklık getirmişti, dün gece 00.35'ten itibaren aldığım mesaj ve telefonlar için. Mutluluk getirmişti ne çok sevildiğimi görmem için. Farkındalık getirmişti hatalarımı da sevmem için. Gururu getirmişti ayakta dimdik durabilme gücüm için. Çılgınlık getirmişti ''Keşkelerim olmayacak'' kararım iç...

dizginlerinizi nasıl yönetiyorsunuz..?

Resim
Güne yağmurla uyandık Ankara'da! Pencereden bakınca kapalı, puslu bir gökyüzü ve ıslak sokaklar çarpıyordu göze. ''Harika!'' dedim kendi kendime. Tertemiz bir hava vardır kesin dışarıda. Tüm gece yağmur suları ile temizlenmiş caddeler, ağaçların yapraklarında kalmış su tanecikleri ve sonrasında hissedilen eşsiz toprak kokusunu düşündüm sonrasında. Attım kendimi dışarı. Kapıdan çıkar çıkmaz soludum ciğerlerime berrak havayı. O kadar temizdi ki kimseye kendini kötü hissettirme imkanı yoktu havanın. Kapalı ve puslu olmasına rağmen. ''Ne güzel!'' dedim kendi kendime. İliklerime kadar hissedebildiğim bu güzel günün tadını çıkartmak için başladım hayallere. Benim hayallerim erişilebilir olanlardandır. Kırıklığını yaşamamak için bu seviyede tutmak hayatım boyunca aldığım en doğru kararlardan biridir. Yine öyleydi bugünkü hayalim de. Ofise gidince güzel bir kahvaltı, ardından Türk kahvesi eşliğinde okunacak gazete ve günün trafiğine hazır olma!. Binlerce şü...

Top 10 listeniz var mı?

Resim
Bilgisayarımın başına oturmayalı 3 gün olmuş ki bundan dolayı kendimi az biraz suçlu hissediyorum.. Genellikle günümü çok iyi planlayan biriyimdir. Bununla birlikte son günlerdeki koşturmacamın arasına sıkıştırmak istemediğim yazımı tam da şu anda, kulağımda Pink Martini'den Una Notte a Napoli ile yazıyorum... Yıllar yıllar önce Kuruçeşme Arena'da ılık bir haziran akşamı enfes bir atmosferde ve sonrasında da maalesef aynı tadı alamadan Congresium'da izleme şansı yakaladığım efsanevi grubu tanımayan bilmeyen yoktur sanırım. Varsa da hazır bilgisayarınızın başındayken Youtube ziyareti yapmanızı ve özellikle de ''La Soledad'' dan başlamanızı tavsiye ederim. Müziğin her türlüsünü dinlerim diyemem. Açık yüreklilikle belirtmem gerekirse seçiciyimdir. Öyle kulağa hoş gelen her parçayı dinlerim diyeni de anlamam. Hikayesi olmalı, anlamı olmalı, tınısı beni bir yerlere götürmeli... 15 - 30 yaş arası dinlediğim her parçayı hayatımdaki kişiyle anlamlndırırdım. Bunu ...