Bir elim hep yalnız...

Bugün, sabah saatlerinden itibaren duyarsız olmaya çalıştığım günlerden biriydi.. Anlamı büyük mü büyük, bende bıraktığı iz ise kocaman bir yüktü bugünün. Baba demek ne demek ben bilmiyorum. Öylesine yazılmış bir cümle değil bu inanın; gerçekten bilmiyorum... ''İyilik ve huzur sembolü'', ''Aşmış insan'', ''İdolüm olabilecek tek kişi'', ''Dünya üstündeki en sevdiğim adam'' diye sıralamış Ekşi Sözlük . Sadece ilk dört cümleyi okudum ve kapattım sayfayı!
Konu başlığı 'BABALAR GÜNÜ'' olmasa ve biri bana bu cümleler senin için ne anlam ifade ediyor deseydi sırasıyla şunları söylerdim hiç düşünmeden :

- Kedilerim
- Atatürk
- Betül Mardin
- Kardeşim....

Bulamadım ben bu cümlelerin hiçbir yerinde babamı hatırlatacak anılar.. Konduramadım ona hiçbirini.. Üzerine yakıştıramadım sözcükleri.. Yanlış anlaşılmasın lütfen kimseyi karalamak, kötülemek değil amacım. İyi insandır ''baba''m.. Kendine hastır her şeyi.. Tıpkı babalığı gibi.. tıpkı sevgisi gibi..tıpkı sevgisini göster-ememe şekli gibi... Uzun zamandır bıraktım ona kızmayı, onu suçlamayı. Hayat onu neden bu noktalara getirdi diye düşündüm uzun zaman. Ve kim bilir neler yapmak isterdi ama yapamadı dedim kendi kendime. Ona kızmayı bıraktığım gün, anneme yaptıklarından değil de bize yapmadıklarından dolayı ona öfke dolu olmayı bıraktığım günden bu yana daha iyiyim. Hayata gelişimizin mutlaka bir nedeni vardır. Hatta bir çok nedeni. Görevlerimiz vardır bu hayatta. Bazısı biz doğmadan biçilmiştir üzerimize, bazısı ise sonradan sipariş verilmiştir. Kimimize doğuştan biçilen giysiler santim santim uyar, ne eksik ne fazla! Bir kilo alsak patlayacak pantolon düğmesi gibidir. Kimimize ise asla uymaz o giysiler. Sanki ablamızın kıyafetini giymişiz gibi durur ayna karşısındaki bedenimizde. Bazıları uysa da olur uymasa da der, önemsemez görünüşüne.Ve devam eder o giysilerle yaşamaya. Bazılarımız ise isyan eder ''bu ben değilim! kendimi rahat hissetmiyorum bu kıyafetin içinde!'' der.. Sanırım benim baba'm da isyankarlardan. Sığamadı o ince bedeni ne kocalık ne babalık giysilerine. İstemedi onları giymeyi. Aklı hep başka vitrinlerde oldu. Ve hep de onlarla oldu...Belki de artık aklım bu yol ayrımına erdiği için kızmıyorum ona. Bugün aradım, sesini duyunca görevimi yerine getirmek için ''Babalar günün kutlu olsun babacığım..'' dedim ve kahvaltımı yapmaya devam ettim. Ama anlıyorum ki hala içimde bir yerlerde eksikliği gözardı edilemez durumda ki bana bu satırları yazdırdı.. Ben yine de teşekkür ediyorum kendisine bana can verdiği için. Ama asıl teşekkürüm onun görevini de layığı ile üstlenmiş anneciğime.. Keşke tüm eksiğini kapattığı gibi anlamını bile bilmediğim ''BABA'' sevgisini de kapatabilseydi anneciğim.. Sanırım o da asla mümkün olamayacak...


Sevgilerimle,

Aslı B.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat hep boşlukları dolduruyor. Yeter ki siz izin verin!

size liste yaptım:)