demesi kolay.. ya yapması..?

Eminim bu yazıyı okuyan bir çoğunuz şunu geçirecek içinden “demesi kolay! Yap da görelim...”

Hedef ile hayallerimi karıştıran biri oldum 40 lı yaşlarıma kadar😌 çok değil 3-4 senedir kendimin farkındayım.. Aslında ne kadar da geç bir yaş değil mi? DEĞİL! Hayatta hiçbir şey için geç değil! Nasıl ki her yaş ölmek için çok erkense yaşamdaki hiçbir şey içinde geç değil. Bugün bir arkadaşıma “ el alem ne der demeyi bırakalı çok oldu” dedim. Verdiği cevaba hayran kalmamak mümkün değildi: “ben hiçbir zaman demedim👍🏼“ Başkaları için yaşamak, başkalarına göre yaşamak bizim hayatımız olmuyor ki... Hayallerimizi kendi isteklerimize göre kurup, hedeflerimizi başkalarına göre yaşıyoruz. Evet biliyorum duyar gibiyim sizi “çoluk çocuk yok tabii atar tutarsın böyle! Geçindirmek zorumda olduğun 4-5 boğaz yok söylemesi kolay tabii! Sorumlulukların bizim kadar değil bi kedin var nedir ki senin için!!” Dediğinizi duyar gibiyim ama kazın ayağı öyle değil emin olun ki.. gerçekçi olmak gerekirse istemeye hersey isteniyor ama bahane çok! Acaba kaç kişi 2 ay ömrü kaldığını bilse böyle yaşamaya devam ederdi? Başkaları için, başkalarına göre yaşamak... yanlış anlaşılmasın lütfen, ben tüm sorumluluklarınızı bir kenara bırakın umarsızca yaşayın demiyorum. Sadece oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuklarınıza, eşinize, dostunuza takın diyorum... gün içinde kendine 30 dakika bile ayıramayan arkadaşlarım var. 30 dakika! Fırsat yokmuş... mümkün mü?

Toyota’da çalışırken bölge müdürümüz ki kendisini çok severdim, çok şey öğrendim ondan; online yapılan bir sınavı unuttuğum ve ekibime yaptıramadığım için bana fena kızmıştı:( benim bahanem ise: yıl sonu o kadar yoğunum ki atlamışım.... oysa ki tüm bayilerin yıl sonuydu ve herkes yoğumdu. Konu sadece benim ihmalkarlığımdı ve pek tabii ilk ve son oldu:)) Onun bana telefonda verdiği cevabı ömrüm boyunca unutmayacağım : Yoğunluk ya da vakitsizlik diye bir şey yoktur; zamanı iyi yönetememek vardır!

Doğruydu! Ben zamanımı iyi yönetemediğim için yoğunluktan şikayet ediyordum ve dikkatim dağılıyordu. O günden sonra kendime sürekli acilde çalışan bir doktor olmadığımı hatırlattım! İşimin ölümcül, saniyelik, hayat kurtaran ivediliği yoktu. Ve ben daha planlı programlı olmalıydım.

Şimdi düşünelim gün içinde yaptığımız hangi işin ivedi, can kurtaran saniyelik aciliyeti var? Programlı olunursa kendimize daha çok vakit ayırabilir miyiz? Hatta daha az yorulmaz mıyız? Bu bile kendimiz için bir şey yapmak değil midir? Kimse sizden en iyi çalışan, en iyi eş, en iyi anne/ baba, en iyi çocuk, en iyi şoför, arkadaş vs vs olmanızı beklemiyor... böyle olmaya çalışmak çok yorucu ve yıpratıcı bir şey! Bir es verin gün içinde kendinize. Sonra bir düşünün bakalım ne kaybediyorsunuz? Eminin olun çok şey kazanacaksınız! Kendiniz için yapın artık bir şeyleri... böyle olunca çocuğunuz daha az mutlu, eşiniz daha az sevgi dolu ya da aileniz daha kırılgan olmayacak emin olun ki...

Hayat çok kısa...

Sevgilerimle

Aslı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat hep boşlukları dolduruyor. Yeter ki siz izin verin!

size liste yaptım:)

Bir elim hep yalnız...